15 Kasım 2012 Perşembe

Özlü Sözler ....

"Bugünün bir daha asla doğmayacağını düşün."
(DANTE)

"Dertli olmanın sırrı, dertli olup olmadığımızı düşünecek kadar boş vakte sahip olmamızdır."
(BERNARD SHAW)

"Aslında hiçbirşey iyi veya kötü değildir. Herşey bizim onlar hakkında ne düşündüğümüze bağlıdır."
(SHAKESPEARE)

"Hayata en önemli şey kazançlarınızı kullanmak değildir. Bunu herkes yapar. Asıl önemli olan kayıplarımızdan kazanç sağlamamızdır. Bu zeka gerektirir; akıllı insanlarla aptal insanlar arasındaki fark budur."
(WILLIAM BOLITH)

"Biz dünyaya anlaşılmak için değil anlamak için geldik. Anlaşılamamanın üzüntüsünü duyacağımız yerde bütün ruhumuzla başkalarını anlamaya çalışsaydık hayat ne kadar güzel olurdu."
(RENAN)

"Hayata yapılacak o kadar çok hata varki, aynı hatayı yapmakta ısrar etmenin anlamı yok"
(SARTRE)

"Herkes hazza kosar,cok azı onun basında beklemeyi bilir."

"Ben sana bir elma versem, sen bana bir elma versen, bende bir elma, sende bir elma olur.
Ben sana bir bilgi versem, sen bana bir bilgi versen, bende iki BİLGİ, sende iki BİLGİ olur."
(KONFİÇYUS)

"Ölümle hiçbir zaman karşılaşmayacaksın. Ölüm varsa sen yoksun, sen varsan ölüm yok. O halde ölümden korkmak ahmaklıktır."

"bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri oluşuyorsa orada güneş batıyor demektir."
(Çin? Atasözü)

"Yiğit harpte, dost dertte, olgun adam hiddette belli olur."
(Arap Atasözü)

"Bilmediğini bilenin arkasından gidin, bilmediğini bilmeyeni uyarın, bilmediğini bilene öğretin, bilmediğini bilmeyenden kaçının."
(Conficius)

"Gençliğinde bilgi ağacı dikmeyen, yaşlılığında rahatlayacağı bir gölge bulamaz."
(Seneca)

"Üzüntü kendi kendini giderir, ama mutluluğun tam zevkini çıkarmak için onu paylaşacağınız birinin olması gerekir."
(Mark Twain)

"Konfor, bir misafir olarak gelir, gitmemek için elinden geleni yapar, sonunda bizi esir ederek kalır."
(Lee S. Bickmore)

"Bencillik dostluğun zehiridir."
(Balzac)

"Bizi esas yoran yaptığımız iş değil, yapmadan kenarda bıraktığmız işlerdir."
(Ebner-Eschenbach)

"Planınız bir yıl içinse pirinç ekin, on yıl içinse ağaç dikin, yüz yıl için ise insanları eğitin."
(Huang-Çe)

"İnsanlar köprü kuracakları yerde duvar ördükleri için yalnız kalırlar."
(Newton)

"Çektiğimiz sıkıntı parasızlık sıkıntısı değil, bilgi sıkıntısıdır."
(İ. İnönü)

"Alkışı en sessiz şekilde karşılayan, alkışı hak etmiş demektir."
(Emerson)

"Asla herşeyi bildiğini sanma. Gerçekten çok bilgili olsan da "ben cahilim" diyebilecek cesaretin daima olsun. "
(Ivan Pavlov)

"Başkalarına karşı zafer kazanan kuvvetlidir, kendi nefsine karşı zafer kazanan ise kudretlidir."
(Lao-tzu)

"Eğitim sadece okumak değildir. Okudukları üzerinde düşünebilmek yeteneğidir."
(Hilty)

"Başka birinin sizin kadar iyi yapabileceği bir şeyi bırakın o yapsın, siz yapmayın."
(Andre Gide)

"Başkaları ile ilgilenirsen iki ay içinde birçok dostlar kazanabilirsin; başkalarının seninle ilgilenmesini beklersen, iki yılda bile tek dost kazanamazsın."
(Dale Carnegie)

"Zirvelerde kartallar da bulunur, yılanlar da. Ancak birisi oraya süzülerek, diğeri ise sürünerek gelmiştir."
(Cenap Şahabettin)

"Bilim ve sanat takdir edilmediği yerden göç eder."
(İbni Sina)

"Akıllı bir kimse düşmanından akıl öğrenmeyi ihmal etmez."
(Beydaba)

"Öyle horozlar var ki, öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar."
(L. Dumont)

"Düşüncelerini değiştirmeyenler yalnızca deliler ve ölülerdir."
(T. Lowell)

"İnsan, ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayasını gözler göremez."
(Exupery)

"Boş bir çuval dik durmaz."
(Benjamin Franklin)

"Tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur."
(N. F. Kısakürek)

"Kararsızlık ve gecikme, başarısızlığın sebebidir."
(W. E. Channing)

"İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır."
(V. Hugo)

"Buluş, başkalarıyla aynı şeye bakıp, farklı düşünebilenler tarafından yapılır."
(A.S. Gyorgyi)

"Okumak bir insanı doldurur, insanlarla konuşmak hazırlar, yazmak ise olgunlaştırır."
(F. Bacon)

"Güzel bir gülüş, karanlık bir eve giren güneş ışığına benzer."
(Tolstoy)

"İnsanlar başaklara benzerler, içleri boşken başları havadadır, doldukça eğilirler."
(Montaigne)

"Dünyanın gördüğü her büyük başarı, önce bir hayaldi. En büyük çınar bir tohumdu, en büyük kuş bir yumurtada gizliydi."
(Allen)

"Fısıldanan sözler, çok kere yüksek sesle söylenenden daha uzağa giderler."
(Çin Atasözü)

"Çok dinlememiz ve az konuşmamız için iki kulağımız bir dilimiz vardır."
(Diogenes)

"Memleketin nasıl yönetildiğini anlamak mı istiyorsunuz;onun müziğine kulak veriniz. Nerede güzel eserlerden oluşmuş uyum vardır, orada adalet ve erdem hüküm sürer."
(Konfüçyus)

"En büyük düşman, benliğinizin dışında değil içindedir."
(R. Rolland)

"Bütün günler ölüme gider, son gün varır."
(Montaigne)

"Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir."
(Pascal)

Can Atilla yıldızlar altında

Isgaard "DREAMES WILL NEVER DIE"

SİZİN PARAŞÜTÜNÜZÜ KİM HAZIRLIYOR?
 
Sizin paraşütünüzü kim hazırlıyor?

Charles Plumb Vietnam’da savaşmış Amerikalı bir savaş pilotuydu. 75 başarılı sortiden sonra, uçağına isabet eden bir füze tarafından vurulmuştu. Uçak tam düşecekken, fırlatma kolunu çekerek uçaktan atlamıştı. Paraşütü açılmış, sağ olarak yere inmiş ancak düşman eline geçmişti. Yakalandıktan sonra, altı yılını Vietnam hapishanesinde geçiren Plumb, sonunda bu zor dönemi atlatarak özgürlüğüne kavuşmuştu.

Şimdi ise yaşadığı bu önemli deneyimin yaşam dersini, verdiği seminerlerde dinleyicileriyle paylaşmakta.

Bir gün Plumb ve karısı bir restoranda otururlarken, yan masada oturan adamlardan biri yanlarına gelir ve şöyle der: - Seni tanıdım, sen Plumb’sın. Sen Kitty Hawk savaş gemisinden savaş jetiyle Vietnam’a uçan kişisin. Ve orada vuruldun. - İnanamıyorum. Bu imkansız nasıl bunu bilebilirsin?, der Plumb. - Çok iyi biliyorum. Çünkü senin paraşütünü ben hazırlamıştım. Plumb büyük bir sevinç ve minnetle ayağa kalkar ve ona sarılır. Adam "Sanırım paraşüt sana bir problem çıkartmamış" der.

Plumb ise "Eğer çıkartmış olsaydı bugün seninle burada konuşuyor olamazdım" diye cevap verir. Plumb o gece hiç uyuyamaz, hep o adamı düşünür durur. Acaba deniz kuvvetlerindeyken nasıldı? Kime benziyordu? Beyaz şapkası, lacivert fuları, metal düğmeli ceketiyle yüzlercesinin arasından onu nasıl ayırt edip hatırlayabilecekti. Kim bilir kaç sabah onu görüp ona, bırak "Nasılsın" demeyi nasıl "Günaydın" bile demediğini düşündü. Ne de olsa o bir savaş pilotuydu, diğeri ise sıradan bir denizci.

O denizci kim bilir günde kaç saat, geminin karanlık hangarında, tahta masaların üstünde, onca ipi ve ipek kumaşları bir cerrah titizliğiyle katlayıp paraşütleri hazırlıyordu. Kim bilir kaç kez elleri bir başkasının kaderini örüyordu. Kim bilir bu eller kaç kez başkasının yaşama tutunmasına yardımcı olmuştu. Üstelik bu kişilerin kim olacağını hiç bilmeden. Şimdi ise Plumb, seminerlerinde her gün şu soruyu soruyor: "Sizin paraşütünüzü kim hazırlıyor? Herkesin etrafında, onun için bir şeyler yapan, onun hayatını kolaylaştıran, değerli kılan birileri vardır. Sizin paraşütlerinizi hazırlayan kimler?" Ve ekliyor: "Düşman tarafına düştüğümde sadece bir paraşütüm yoktu. Birçok paraşütüm vardı.

Fiziksel paraşütüm, zihinsel paraşütüm, duygusal paraşütüm ve spiritüel paraşütüm benimle birlikteydi. Bunların desteği olmasaydı güvende olamazdım ve başaramazdım". Bazen gündelik yaşam kavgasının içinde yer almak, bize yaşamda neyin önemli olduğunu unutturmaya yetiyor. Bizim için iyi bir şeyler yapanlara, kendisi ve başkaları için bir şeyler yapanlara ve başaranlara, bir ’merhaba’yı, ’nasılsın’ı, ’teşekkür ederim’i, ’tebrikler’i söylemeyebiliyoruz.

Oysa unutulan bu küçük kelimelerin anlamları ’onlar’ için çok büyük olduğu gibi, bizim için de çok büyük olmalı. Yapılanı takdir etmek? Kaçımız becerebiliyoruz bunu, samimiyetle cevap verelim. Kaçımız bizim hayatımızı kurtaran ve kolaylaştıran kişileri tanıyor ve onlara minnet duymayı biliyoruz. Bu değerler aynı zamanda bizi ’insan’ yapan değerlerdir. Bu hafta, bu ay, bu yıl bitmeden lütfen siz de, sizin paraşütünüzü hazırlayanlara hiç değilse bir teşekkür etmeyi unutmayın. Başkalarının paraşütünü siz hazırlayın ve onları yaşama bağlamayı deneyin.

Unutmayalım ki, herkesin paraşütünü kullanacağı bir gün vardır. Ya bugün ya yarın ama mutlaka bir gün.
 
Yazan : Pembe Candaner
Kaynak : Sabah işte insan.